10.04.2025
Sude, 10 yaşında 4. sınıf öğrencisidir. En sevdiği derslerden biri beden eğitimi olan Sude, özellikle öğretmeni müzik açtığında çok mutlu olur. Müzik çaldığında koşar, zıplar veya dans eder. Müzikle birlikte şarkı söyler ve sık sık öğretmenine Hillary Duff'ın CD'sini tekrar tekrar çalmasını ister. Ancak sorun şudur ki, öğretmen müzik açtığında genellikle koşulmasını istemez. Ne yazık ki, Sude ne zaman koşmanın veya dans etmenin uygun olduğunu, ne zaman oturup dinlemesi gerektiğini anlamaz. Beden eğitimi öğretmeni ona durmasını söylediğinde, Sude öfke nöbeti geçirir.
Sarp, 14 yaşında 8. sınıf öğrencisidir. Beden eğitimi dersinden pek hoşlanmaz gibi görünmektedir. Müzik ve yüksek sesler onu rahatsız eder, ancak spor salonundaki yankılar onu gerçekten rahatsız eder. Beden eğitimi dersine, spor salonundaki sesleri kısmak için kulaklıkla katılır. Sarp, hiçbir sözlü yönlendirmeye yanıt vermez. Beden eğitimi dersine eşlik eden bir öğretmen asistanı, onunla iletişim kurmak için bir pano üzerindeki resimlere işaret etmek zorundadır.
Her iki çocuk da otizm spektrum bozukluğuna sahiptir. Otizm, her iki çocuğu aynı şekilde etkilemez. Otizm tanısı almış bireyler birbirlerinden çok farklı olabilirler. Tanı kriterleri belirli ve gözlemlenebilir davranışlara dayansa da, bu davranışların şiddetinde geniş bir değişkenlik aralığı vardır. Bu nedenle otizm, bir spektrum bozukluğu olarak bilinir; çünkü otizmli çocuklar spektrum boyunca farklı özellikler sergilerler. Örneğin, Sude çok iyi konuşabilir ve hareket edebilirken, Sarp konuşmaz ve çevresine karşı oldukça hassastır.
Dr. Leo Kanner, 1943 yılında otizmi ilk kez tanımlamıştır. 1938 ile 1943 yılları arasında, 1 yaşına kadar insan temasıyla geri çekilme gösteren 11 çocuğu gözlemlemiştir. 1940'lı yıllardan 1960'lara kadar tıp camiası, otizmli çocukların şizofrenik olduğunu düşünüyordu; ancak 1960'larda insanlar otizmi anlamaya başlamışlardır.
Otizm, sözel ve sözel olmayan iletişim becerileri, sosyal etkileşim ve eğitim performansında ciddi bozulmalarla karakterize edilen çok ciddi bir gelişimsel bozukluktur. Otizm, beynin sosyal etkileşim ve iletişim becerileri alanlarındaki normal gelişimini etkiler. Bu nedenle, otizmli çocuklar başkalarıyla iletişim kurmada ve çevreleriyle ilişki kurmada zorluk yaşarlar. Otizmli çocuklar, ellerini havada çırpma veya ileri geri sallanma gibi tekrarlayan vücut hareketleri sergileyebilirler. Ayrıca, belirli konulara alışkınlık geliştirebilirler ve rutin değişikliklerini kabul etmekte zorluk yaşayabilirler.
Otizm, çoğu ebeveyn tarafından üç yaşından önce bildirilir. Çocuk, seslere tepki vermeyebilir, kucaklaşmak istemeyebilir, göz teması kurmaktan kaçınabilir veya konuşma çabası göstermeyebilir.
Erkekler, kızlardan beş kat daha fazla otizmli olma eğilimindedir.
Yükleniyor